31 Ocak 2013 Perşembe

Veda Busesi



Geçmişi geride bırakmaya karar verdiğim günlerdi. Cenaze ve düğünlerden uzak tutulduğum günlerin hatırına. Hastane kapılarından geri çevrildiğim cümlelerde. Sevdiklerimi sevmemeyi öğrendiğim , hayatlarından silindiğim ve hayatımdan sildiğim günlerdi. Yeniden doğmaya karar verdiğim zamanlar. Tüm kırgınlıklarımı, acılarımı ve kırdıklarımı geride bırakarak. Geçmişten vazgeçiyordum…

Ama öyle ben yeniden doğacağım dediğin zaman doğulmuyordu. Geçmişe yüzümü döndüğüm zaman öğrendim. Bazen bir şarkı ile çocukluk yıllarına giderken, bazen kelimeler sana getiriyordu geçmeyen geçmişi.

Kalabalıklar arasında saklambaç oynarken çocukluğumda, herkes saklandı bugünkü hayatımda…

Çocukluktan kalma kahkahalarım ve şimdinin boşvermişliği ile yaşarken , kimseyi üzmeden sadece unutmak istiyordum geçmişi , unutulduğum günlerdeki gibi.

Dostlarımızı seçer gibi seçemediğimiz için aileleri, büyüklerin hatalarında incinen çocuklardık biz. Kocaman yürekler taşırken, ruha çizikler atan insanlarla yaşamaya çalışmaktı ağır gelen. Anne tarafından kopuk, baba tarafından koparılmış hayatımda; canı istediğinde seven, canı istediğinde hırpalayan büyüklerden uzak kalmaktı en doğru olan. Canımı ne kadar acıttıklarının farkında değillerdi büyükler.

Parçalara ayrılırken her yaşanmışlıkta;  herkesin acısına saygılıydım, mutluluklarına saygılı olduğum kadar. Eleştirmeden yaşamayı öğrettikleri  için her birine sessiz teşekkürlerim var kalbimde.

Hak ettiğimiz hayatı yaşarken bugünde,  unutun geçmişi ve geçmişteki beni. Ben değiştim, sizin değiştiğiniz kadar. Üzerime yılların yaşanmışlığı ile yalnızlığı sindi. Seslerinize, sözlerinize, yaşadıklarınıza yabancıyım. Kırgınlıklarımız, sevinçlerimiz, kederlerimiz,  ahlak anlayışımız farklılaşmışken, dünde ki gibi  sevemezsiniz beni. Ve çocukluğumdaki sizleri, sevemem eskisi gibi.


Yolun yarısını geçmişken yaşımda mutlulukla gülümsüyorum geleceğimdeki insanlara. Geçmişimde olan herkese kalpten mutluluk dilerken veda busesi bırakıyorum yanaklarınıza eski filmlerde ki gibi…

Sevgiler…

10 Ocak 2013 Perşembe

Ayna


    



    



     Ne kadar çok vazgeçmişim benden, başkalarının mutluluğuna ve mutsuzluğuna ait olmuşum. Hangi ara insanların düşünceleri ile günleri ve benliğimi öldürmüşüm. Yaşarken fark etmediğim değişimi, aynaya bakarken fark ediyorum. Yüzümdeki çizgilerle birlikte bakışlarıma çöken bilmişlik, saflıktan uzak yaşanmışlığın verdiği olgunluğum  var. Aynada ki yansımanın ruhumda ki izlerini izliyorum. İnsanların beni yorduğuna, insanların yorulmasına neden olduğuma şahit oluyorum.

     Çocukluğumun şarkılarda kaldığını düşünürken, pamuk şekerle çocuk oluyorum. Aşık olunca genç olduğum gibi…

5 Ocak 2013 Cumartesi

Dubrovnik Gezisi


Her gezi öncesi tuhaf bir tembellik siniyor üzerime. Gitmekle kalmak arasında kalıyorum. Oysa yeni yer görme heyecanım olmalı. Yolculuğa çıkacağım gün yemeden içmeden kesilip bavula öylesine koyduğum birkaç parça eşya ile başlatıyorum yolculuğumu…

Gece Ankara’dan başlayan araba yolculuğunda sesler, şarkılar mimikler var. İzmit’ten geçerken bir anda şimdi ki zaman duruyor ve geçmişe dönüyorum. Bu şehirde benim güzel günlerim kaldı, ben o günleri bir bir terk ederken, günler bana hep sadık kaldı. İstanbul bir sürü ışığıyla beni karşılıyor. Bazen mum, bazen şatafatlı avize, bazen sıradan lambalarla aydınlatıyor geceyi. Boğaz köprüsünden geçerken burnumu cama dayayıp düne dönüyorum yine. Kahkahalarla izliyorum geçmişimi boğaz köprüsünden…

Hava alanında insanların yüzünde heyecan, bıkkınlık, bilmişlik var. İnsanların arasında yalnızlık var. Hiç biri beni görmüyor, benim onları gördüğüm kadar.  Yaşadıkları ile yaşlanmış biri bastonu ve eski püskü kıyafetiyle dikkatimi çekiyor. Satış elemanına “Dalamana uçak nerden kalkıyor” diye soruyor. Karşısındaki eleman küçümseyen bir tavırla soruyu geçiştiriyor. Başka birine soruyor bu sefer. Bütün dünyaları ben yarattım edası takınmış satış elemanı “Dalaman diye yer yok” diyor. Bu sefer şaşırıyorum. Bilet satan birinin Dalaman’ı bilmeyecek kadar cahil olmasını garipserken aklıma karşısındaki insana saygısızlık yapacak kadar cahil olduğu geliyor. Şekilcilikten öteye gitmeyen insanlar ve tecrübeleri ile yol alan insanlar arasında düşüncelerim gidip geliyor. Yaşlı amca karşısındakilerin Türkçe anlamadığına karar vermiş gibi akıcı İngilizceyle konuşmaya başlıyor. Firmalarını temsil ettiklerini unutan iki eleman ise seviyelerine uygun mimik ve ses tonları ile kendilerini rezil etmeye devam ediyorlar. Eskiden olsa yanlarına gider densizliklerini fark etmelerini sağlardım şimdiyse zavallı hallerini seyrediyorum.

Sonunda uçuş sırası bize geliyor ve 2 saatlik uçuşun ardından başka bir yerde gözlerimi yeniden açıyorum dünyaya. Kalabalık tur arkadaşları ile tanışma faslı ve  gezelim görelim programı tadında gezimiz başlıyor. Rehber arkadaşımız Emrah UĞURSAL tok sesiyle insanları, yörenin tarihini anlatırken, bir sürü yabancının aslında ne kadar tanıdık olduğunu fark ediyorum. Bosna Hersek, Mostar Köprüsü, sınırda Hırvat polisleri bir filmin içindeyim sanki. Yaşanan acıları o kadar hissediyorum ki; evlerin üzerinde duran kurşun izleri, yanmış betonlar ve ölüm sessizliğini bu kadar yoğun hissederken kendimi köprünün üzerinde manzarayı seyrederken buluyorum. Fakirlik sarmış burayı. Otobüsümüz otele doğru hareket ediyor. Herkes bir şeylerden şikayetçi. Kelimeler beynimde bomba etkisi yaratırken, nazikçe gülümsüyorum. Ne zaman bu kadar susmayı öğrendim?
            
          Valamar President Otelde odamdan denize bakıyorum. İnsanlar, diller, kültürler farklı ama deniz, dağ, güneş aynı diye düşünüyorum. Güzel manzarası olan sıcacık bir otel. Sabah kahvaltısından sonra Dubrovnik gezi turuna başlıyoruz. Tarihi anlatan eski binaların arasında, çan sesiyle bugünü kaybedip geçmişi buluyorum. Pamuk şekerle bugüne çocuk kalbime dönüyorum. Kiliseler, surlar, savaş topları burası savaş kokuyor. İnsanlar tüm büyüyü bozuyor hep. Sokak aralarında sanki kabarık elbiseli kadınlar çıkacak, faytonlar geçecek gibi geliyor. Oysa elinde fotoğraf makineleri olan turistlerle dolu her yer.
               
       Yeni yıla Dubrovnik meydanında bana yabancı kültür ve insanlarla havai fişekler üzerime yağarken giriyorum. Ve dönüş yolunda benim hayallerimle birleşen güzel geziden geriye kalan anılarımı saklıyorum çocuk kalbimin sandığında…
       
           Sevgiler